Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar bakımından sıradaki suç tipi Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Suçudur. İnsanın sosyal hayat içerisinde sağlıklı bir birey olarak varolması için korunan bir hukuki değerdir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile özel hayata müdahale girişimlerinden bireyin korunması amaçlanmıştır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, kişinin başkaları tarafından bilinmesini istemediği hayatının özel alanlarına girilmesini cezalandırarak bireye hukuki güvenlik sağlar.
Özel hayatın gizliliğini ihlal
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Birey, kişisel ve sosyal hayatın farklı katmanlarında farklı varoluş biçimleriyle ortaya çıkar. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile yalnızca bireyin “özel hayat alanı” korunmakta, özel hayat alanına yapılan müdahaleler cezalandırılmaktadır.
Özel hayat, başkalarının bilmediği ve bilmesi gerekmediği, kişinin herkese açıklamadığı veya sadece belli kişilere açıkladığı hayatıdır. Örneğin, evinde duş alan veya mağazada üstünü değiştiren bir kimseyi rızası dışında izlemek/gözetlemek TCK m.134/1 gereği özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Çünkü, fail özel hayatın en mahrem alanını gözetlemiştir.
Özel hayatın kişisel ve sosyal yaşamın her alanında var olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Birey, ister özel konutunda isterse sokak, park, iş ve alışveriş merkezleri gibi sosyal alanlarda olsun, her alanda mutlaka özel hayatı vardır. Örneğin, alışveriş merkezinde alışveriş yapan bir kadının alelade bir fotoğraf çekiminde görünmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturmaz. Ancak, AVM’deki aynı kadın yürüyen merdivenleri kullanırken eteğinin altına kamera tutarak fotoğraf çekmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur.
Kişinin sinema veya tiyatroya gitmesi, havuza girmesi, spor yapması gibi toplumun diğer bireyleriyle aynı alanlarda yaptığı faaliyetler belli şartlarda “özel hayatın gizliliği” kapsamında değerlendirilebilecek faaliyetlerdir. Örneğin, bikini ile havuza giren bir kimsenin resminin çekilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Özel hayatın gizliliği, kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenilmediği noktada başlar. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu da bireyin bilinmesini istemediği bu özel alana yapılan müdahaleyi cezalandırmak için ihdas olunmuştur.
Kişinin herkese açıklamadığı, sınırlı sayıda insanın bildiği, istediğinde başkalarına açıklayacağı özel hayat olay ve bilgilerini izlemek, gözlemek, kaydetmek, başkalarına ifşa etmek vb. fiiller de özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Örneğin, alelade çekilmiş bir fotoğraf içerisinde iki kişinin el ele tutuştuğunu görüp bu resmi facebook, instagram, twitter vb. sosyal platformlarda yayımlayarak bu kişilerin birlikte olduğunu ifşa etmek, “seslerin ve görüntülerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu” (TCK m.134/2) meydana getirir.
Kamuya açık alanlarda başka insanlarla birlikte yeme, içme, gezme, eğlenme, dinlenme vb. faaliyetler sırasında kişinin sürekli denetim ve gözetim altında bulunmayı önceden kabul ettiği düşünülemez. Kamuya açık alanlarda gerçekleştirilen özel hayat olaylarını ve bilgilerini kaydetmek, izlemek, dinlemek veya ses ve görüntüleri ifşa etmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna vücut verir. Örneğin, bir kimsenin restaurantta içki içerken fotoğrafının çekilmesi TCK 134/1 gereği özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Kalabalık içinde olsa bile anonim kalma, tanınmazlık ve bilinmezlik prensipleri gereği kamuya açık alanlarda da kişinin bir özel hayat alanı vardır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, insanların birbirinin gizli yaşam alanlarına girerek başkalarının görmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayını saptaması, kaydetmesi veya ifşa etmesi fiillerini cezalandırmaktadır. Örneğin, internet üzerinden görüntülü görüştüğü bir kimsenin çıplak görüntüsünü rızası dışında kaydetmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. İnternet veya sosyal medya araçları (youtube, instagram, twitter, facebook, whatsapp vb.) üzerinden görüşenlerden bir tarafın rızaya dayalı olarak cinsel içerikli sohbet, fotoğraf veya video paylaşması, diğer tarafın ise bu içerikleri kaydetmesi halinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmaz. Ancak, kaydedilen ses, fotoğraf veya videonun üçünçü kişilerle paylaşılması özel hayatının gizliliğini ifşa suçu olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2019/9756 Kararı
“Şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; sanığın internet üzerinden tanışıp arkadaş olduğu mağdur ile baş başa yaptıkları cinsel içerikli sohbetleri, onun bilgisi ve rızası dahilinde kaydettikten sonra, mağdura, 2.000,00 – 2.500,00 TL parayı vermemesi halinde, bu kayıtları, yakınlarına gönderip, internette yayımlayacağı tehdidiyle şantajda bulunduğu ve istediği paranın kendisine verilmemesinin ardından mağdurun özel yaşam alanına ilişkin konuşmalarını internet ortamında başkalarına ifşa ettiği iddialarına konu olayda; sanığın kısmi ikrarı, kovuşturma evresinde düzenlenen 30.04.2015 tarihli bilirkişi raporu, mağdurun aşamalarda özde değişmeyen ve tanık anlatımlarıyla doğrulanan beyanları ile dosya kapsamına göre; sanığa yüklenen şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının sübut bulduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir”
Özel hayatın gizlilik alanına ilişkin ses ve görüntülerin “ifşa” edilmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli (daha ağır cezayı gerektiren) şeklinin meydana gelmesine neden olur
İfşa edilen ses veya görüntü mağdurun rızasına uygun olarak elde edilmiş olabileceği gibi mağdurun rızasına aykırı olarak da elde edilmiş olabilir. Önemli olan mağdura ait özel hayat olaylarını veya bilgilerini içeren ses veya görüntünün rıza dışı ifşa edilmesidir. Örneğin, aralarında duygusal arkadaşlık (sevgili) ilişkisi bulunan iki kişinin rızaya dayalı çektikleri alelade fotoğraflarını, sevgililerden birinin diğer tarafın rızasını almadan, üçüncü kişilere göndermesi şeklindeki eylem görüntülerin ifşası suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur.
Özel hayata dair ses veya görüntülerin ifşa edildiğinin kabul edilebilmesi için, ses veya görüntüyle özel hayatı ihlale uğrayan kişinin anlaşılması, en azından anlaşılabilir olması ya da açıklanması gerekir; ayrıca, özel hayat görüntüsünün veya sesinin, yetkisi bulunmayan kişi veya kişiler tarafından içeriğinin öğrenilmesiyle suç tamamlanır. Suçun oluşabilmesi için ses veya görüntü kayıtlarının ifşa edilmesi yeterli olup, başkaca bir neticenin doğması ve mağdurun zarara uğramış olması gerekmediği gibi, sanığın kaydedilen görüntüleri izlememiş ya da sesleri dinlememiş olmasının suçun oluşumuna bir etkisi yoktur
Özellikle belirtmek gerekir ki, görüntü ve seslerin ifşası, ifşayı sağlamaya elverişli araç ve gereçlerle yapılırsa “görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal” suçunun unsurları meydana gelir. İfşa için kullanılan araç elverişli değilse suç oluşmaz.
Basın özgürlüğü ve basının haber verme hakkı kapsamında gazetecilerin çektiği ve yayınladığı fotoğraf, video veya ses kayıtları özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna vücut vermez. Ancak, gazete veya internette yayımlanan ses veya görüntülerin güncel, görünür gerçeğe ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir. Haber değeri taşımayan, kamuoyunu ilgilendirmeyen tamamen özel hayata dair ses ve görüntülerin yayımlanması basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemez.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi-K.2022/6240
“Basın özgürlüğünün fotoğrafların yayımlanmasını da kapsaması, fotoğraf ile birlikte ilgili haberin basının haber verme hakkı sınırları içerisinde, güncel, görünür gerçeğe ve ölçülülük ilkesine uygun olması, yayımlanan haberin katılanın genel müdür olarak görev yaptığı şirket ve işlemler ile ilgili olup, katılanın konumu gereği haberin kamuyu ilgilendirmesi, haberde yer alan ve üzerine takım elbise giydiği anlaşılan katılana ait fotoğraf, katılanın bilgisi dahilinde bir grup kalabalık önünde çekilmiş olup, haberde kullanılan ifadelerin ve yayımlanan fotoğrafın, habere konu olayla düşünsel bağlantısının bulunması karşısında, sanığa yüklenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi-K.2024/329
“Ses sanatçısı olan mağdurenin, olaydan yakın bir tarih öncesinde evlendiği ve tatilini geçirdiği Bodrum’da, yakınlarında başka teknelerinde olduğu ve aksi ispat edilemeyen sanık savunmasına göre bir otelinin iskelesine bağlı olan tekne çevresinde gizliğini korumadan üzerinde mayosu olduğu halde denize atladığı, geminin halatına tutunarak yüzdüğü ve barfiks çektiğinin haber yapılmasında konu olayda, kamuya mal olmuş mağdurenin, yeni evlenmiş olduğu ve haberin görünen gerçeği uygun güncel olduğu, toplumun bilgilendirilmesi ve basının haber verme hakkı sınırlarının aşılmadığı anlaşılmakla mahkemece verilen beraat kararında hukuka aykırılık görülmemiştir”
Yargıtay uygulamasına göre “özel hayatın gizliğini ihlal” (TCK 134/1) ve “görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal” (TCK 134/2) örnek kararları aşağıdadır:
Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2023/377)
“Asker olan katılanların … Devlet Hastanesinde muayene için sıra bekledikleri sırada resimlerinin çekildiğini farketmeleri sonrasında yaptıkları şikayet üzerine yapılan soruşturmanın başladığı, kolluk görevlilerince sanığa ait cep telefonu muhafaza altına alındığı ve katılanların resimlerinin mevcut olduğu anlaşılmış ve sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesinin birinci fıkrası, birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri gereğince kamu davası açılmıştır. Sanık askerleri sevdiği için resimlerini çektiğini savunmuştur.
Dosya arasında bulunan resimde katılanların sivil kıyafetli olduğu, diğerine göre önde bulunan katılanın üzerinde askeri yelek olduğu ve ellerinde uzun namlulu silah bulunduğu anlaşılmıştır. Yapılan yargılama üzerine sanığın katılanlarının rızası dışında cep telefonu ile resimleri çektiği gerekçesi ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Sanığın olayda herhangi bir hukuka uygunluk nedeni bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olarak katılanların rızası dışında resimlerini çekmesi şeklinde sübutu kabul edilen eylemi nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyetine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir “
Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar : 2014/311
“Çocuklara karşı işlenen özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun da iki kategoride ele alınması gerekmektedir:
Birinci kategoride yer alan “onbeş yaşını tamamlamamış” çocukların özel hayatlarının gizliliği ve korunması hakkı niteliği itibarıyle üzerinde mutlak surette tasarruf edebilecekleri bir hak olmadığından, özel hayatlarının gizliliği ve korunması hakkının ihlaline yönelik olarak gerçekleştirilen eylemlerle ilgili gösterdikleri rıza, bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir.
Buna karşın ikinci kategoride yer alan “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı işlenen suçlarda ise, mümeyyiz olmaları halinde rızaları hukuka uygunluk nedeni olabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın suç tarihinde cinsel ilişkiye girdiği 15 yaşından küçük mağdurenin çıplak bedenini kendi rızası dahilinde cep telefonu kamerasıyla çekip kaydetmesi eyleminde, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleştirilmiş olsa bu eylem TCK’nun 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmakta olup sanığın cinsel ilişki sırasında mağdurenin bedenini görüyor olması da, ulaşılan bu sonucu değiştirmeyecektir.
Bu nedenle, yerel mahkeme hükmünün, sanığın cinsel ilişkiye girdiği mağdurenin çıplak bedenini görmesinin özel hayatın gizliliğini ihlal olarak nitelendirilemeyeceğinden bunun kayda alınmasının da suç oluşturmayacağı gerekçesiyle bozulmasına ilişkin Özel Daire kararında isabet bulunmamaktadır”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Esas No: 2014/16728, Karar No: 2015/1677
“Yaşı küçük mağdur çocuğun kavga görüntülerinin kaydedilmesi TCK md.134/1 ikinci cümlesi, bu görüntülerin internet ortamında yayılması da TCK md. 134/2 maddesi ihlal edilmiş olur. Her iki sanık açısından da özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmuştur. Ancak, mağdurun annesi polis ifadesinde şikayetten vazgeçmiştir, şikayetten vazgeçtikten sonra tekrar şikayetçi olunamaz, bu nedenle dava hakkında düşme kararı verilmesi gerekir”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2016/277
“Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, bilahare arkadaşlıklarının bitmesi üzerine, sanığın, katılanın arkadaşlarına, değişik zamanlarda başka elektronik posta adresleri üzerinden, katılanın tatilde deniz kenarında bikini ile güneşlenirken çekilen fotoğrafları, otelde bar ortamında çekilen fotoğrafları, eski erkek arkadaşları ile olan fotoğrafları ve msn üzerinden görüntülü görüşme sırasında çekilen çıplak ve yarıçıplak görüntüleri ile web kamera karşısında soyunurken çekilen video görüntüleri gibi özel yaşam alanına dair fotoğraf ve video görüntülerini rızası dışında göndermek suretiyle ifşa ettiği, ayrıca yine katılana yönelik hakaret içeren o…, namussuzluğu ve şerefsizliği sende gördüm, herkesle birlikte oluyorsun vb ifadeleri fotomontajlı çıplak fotoğraflarla birlikte katılanın arkadaşlarına gönderdiği olayda; tüm dosya kapsamı ile katılan ve tanık beyanları ile sanığın eylemleri sabit olduğundan mahkemece sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi hukuka uygundur “
Yargıtay 14. Ceza Dairesi –Karar No: 2013/8902
“Mağdure vitrini izlerken sanık mağdurenin arkasından yaklaşarak elindeki cep telefonu kamerasıyla mağdurenin bacaklarını kaydetmiştir. Sanığın bu davranışı cinsel taciz suçunu değil, TCK md. 134/1 ikinci cümlesi gereği özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.”
İlgili suçun nitelikleri halleri Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar bölümündeki 137. Madde uyarınca sayılmıştır.
Nitelikli haller
Madde 137- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindedir.
Yine ilgili suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlı tutulmuştur. Bu bağlamda:
Şikayet
Madde 139- (1)” Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.” Şeklinde hüküm konulmuştur.” şeklindedir