Akbaş Hukuk Bürosu

Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesi, “Fuhuş” başlığı altında, bireylerin fuhşa teşvik edilmesi, fuhuş yapmaya zorlanması, aracılık edilmesi veya yer temin edilmesi gibi fiilleri suç olarak düzenlemektedir. Bu madde, toplumun ahlaki değerlerini, bireylerin özgürlüğünü ve onurunu korumayı hedefleyen bir düzenleme niteliğindedir. Aynı zamanda, bu suçun özellikle savunmasız ve korunmasız bireylere, özellikle de çocuklara karşı işlenmesine yönelik ek tedbirler ve ağırlaştırıcı cezalar öngörülmektedir.

Fuhuş
Madde 227-
(1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.

(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.

(3) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.; Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/18 md.) Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir

Madde 227’ye göre, bir kimseyi fuhuş yapmaya teşvik eden, bu amaçla başkalarına aracılık eden veya fuhuş yapması için yer temin eden kişi cezalandırılır. Bu eylemlerin gerçekleştirilmesi, bireylerin onuru ve özgürlüğü üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğu için ağır yaptırımlara tabidir. Fuhşa teşvik veya aracılık eylemleri, toplumun ahlak düzenini bozucu nitelikte kabul edilir ve bu nedenle ciddi bir suç olarak değerlendirilir.

Kanun, fuhuşa yönelik suçları işlerken failin eyleminin bilincinde olması gerektiğini vurgular. Failin bu eylemleri gerçekleştirmesi için kastının bulunması, suçun oluşması için gerekli bir şarttır. Fuhuş için yer temin etme, bu eyleme bilerek ve isteyerek aracılık etme gibi davranışlar, failin kastını ortaya koyan önemli unsurlar arasında yer alır.

Madde, ayrıca çocukların korunmasına yönelik özel bir vurgu yapmaktadır. Çocukların fuhuşa zorlanması, teşvik edilmesi veya bu tür eylemlere maruz bırakılması, cezanın daha da ağırlaştırılmasına yol açar. Bu durum, çocukların ahlaki ve fiziksel gelişimlerine yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendirilir ve toplumun en savunmasız bireylerinin korunmasını amaçlayan bir yaklaşımı yansıtır. Çocuklara yönelik fuhuş suçu işleyen kişiler, diğer durumlara göre çok daha ağır cezalarla karşı karşıya kalır.

Kanun, aynı zamanda fuhuş suçunun uluslararası boyutunu da ele alarak, fuhuş amacıyla insan ticaretini de kapsam içerisine alır. Bu durum, fuhuşa zorlanan bireylerin sınır ötesi hareket ettirilmesi veya yabancı uyruklu kişilerin fuhuş amacıyla kullanılması gibi fiilleri kapsar. Bu tür suçlar, insan ticareti ve kölelik gibi uluslararası hukukun da ağır bir şekilde cezalandırdığı eylemler arasında yer alır ve bu tür faaliyetlerde bulunan kişiler için ulusal ve uluslararası hukuk normlarına göre ağır cezalar öngörülür.

Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesi, fuhuş suçunu düzenlerken, toplumun ahlaki yapısını koruma, bireylerin onur ve özgürlüğünü savunma ve özellikle savunmasız bireyleri, özellikle çocukları koruma amacını taşır. Bu madde, fuhuşla mücadelede etkin bir hukuki çerçeve sunarak, toplumun genel ahlak ve düzenini koruma görevini üstlenmektedir. Kanunun bu konudaki tavrı, fuhuş suçuna karışan tüm taraflara karşı caydırıcı cezalar uygulanmasını sağlayarak, bireylerin haklarını ve toplumun değerlerini korumayı amaçlamaktadır.

Türkiye’nin fuhuşla mücadele konusundaki milletlerarası yükümlülüklerini ihtiva eden anlaşmalardan 4 Mayıs 1910 tarihinde Paris’te imzalanmış olan “Beyaz Kadın Ticaretinin Zecren Men’ine Dair Milletlerarası Sözleşme”ye göre; «Başkasının ihtiraslarını tatmin için, fuhuş maksadile, hatta suç kurbanının rızası ile olsa bile, bir kadın yahut küçük bir kızın fuhuş için hizmetlerini taahhüt eden (embaucher), böyle birisini kendisile beraber ve kendisinden sonra götüren (entrainer), veya bir yandan diğer bir yere sevkeden (détourner) kimseler, suçun kurucu unsurları çeşitli ülkelerde işlenmiş bulunsalar da, cezalandırılırlar.» (madde 1). Keza, «Başkasının ihtiraslarını tatmin için, fuhuş maksadile, reşit bir kadın veya kızın cebir ve şiddet, tehdit, hile veya nüfuzun kötüye kullanılması ya da diğer herhangi bir cebir aracı ile fuhuş için hizmetlerini taahhüt eyleyen (embaucher), böyle birisini kendisile beraber ve kendisinden sonra götüren (entrainer), veya bir yerden diğer bir yere sevkeden (détourner) kimseler, suçun unsurlarını teşkil eden hareketler çeşitli memleketlerde işlenmiş bulunsalar da, cezalandırılırlar.» (madde 2).

30 Eylül 1921 tarihli “Kadın ve Çocuk Ticaretinin Men ve Zecrine Dair Beynelmilel Cenevre Mukavelesi”ne göre, «Yüksek âkit taraflar, hangi cinsiyetten olurlarsa olsunlar, çocuk ticaretile meşgul şahısların araştırılması ve tecziyesi için bütün tedbirleri almak hususunda uyuşmuşlardır. Bu suç, 1910 Mukavelesinin 1 inci maddesinde yazılı fiildir.» (madde 1). Keza, «Yüksek âkit taraflar, suçun teşebbüsünü ve kanunî hudutlar dahilinde, 1910 Mukavelesinin 1 ve 2 nci maddelerinde ifade olunan hazırlık hareketlerini tecziye eylemek için zaruri bulunan tedbirleri almak hususunda uyuşmaktadırlar.» (madde 3).

Türkiye, bu Sözleşmeleri, Lozan Andlaşması ile birlikte, Bu Andlaşmanın 99 ve 100 üncü maddelerinde sayılan milletlerarası anlaşmalar kapsamında kabul ederek onaylamıştır.

Keza, 11 Ekim 1933 tarihinde “Reşit Kadın Ticaretinin Men’ine Dair Beynelmilel Cenevre Mukavelesi” hazırlanarak devletlerin imzasına açılmıştır. Türkiye, bu Sözleşmeyi 15 Nisan 1935 tarih ve 2693 sayılı Kanunla onaylamıştır. Bu Sözleşmeye göre; «Bir başkasının ihtiraslarını tatmin etmek üzere reşit bir kadın veya kızı, kendi rızasile olsa bile, başka bir memlekette icrayı fuhuş maksadile kullanan, sürükleyen veya baştan çıkaran kimse, suçun unsurlarını teşkil eden fiillerin her biri ayrı ayrı memleketlerde yapılmış bulunsa bile, cezalandırılacaktır. Teşebbüs ve kanunî hudutlar içinde kalmak şartile ihzarî fiiller dahi cezalandırılır.

Nihayet, 2 Aralık 1949 tarihinde “İnsan Ticaretinin ve Başkasının Fuhşunu Sömürmenin İlgası Hakkında Sözleşme”, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul edilerek üye devletlerin imza ve onayına sunulmuştur. Bu Sözleşmenin başlangıcında, fuhşun insan kişiliğinin haysiyet ve değeriyle bağdaşmadığı, toplum, aile ve kişinin selametiyle bağdaşmadığı ve bütün bunları tehlikeye soktuğu ifade edilmiştir. Keza, Sözleşmede; rızası olsa bile, bir kimseyi fuhuş icrası maksadıyla kullanan, fuhşa sürükleyen, diğer bir kişinin fuhşunu rızasıyla da olsa sömüren, genelevi işleten, işlettiren, işletilmesine tavassut eden, bu tür faaliyetleri finanse eden kimselerin cezalandırılması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu suçlara teşebbüs ve hatta, hazırlık hareketlerinin de cezalandırılması öngörülmüştür. Sözleşme ayrıca taraf devletlere, fuhşu bir ticari kazanç aracı olarak yani meslek olarak icrasını ve bunun şartlarını düzenleyen yürürlükteki mevzuatının ilga edilmesini de bir yükümlülük olarak tahmil etmektedir..

İkinci fıkraya göre; bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak ya da fuhuş için aracılık etmek veya yer temin etmek, ayrı bir suç oluşturmaktadır. Bu bağlamda, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanmasının, fuhşa teşvik sayılacağı kabul edilmiştir. Keza, bu suçun işlenmesi suretiyle bir kazanç elde edilebileceği için, karşılığında hapis cezasının yanı sıra adlî para cezası da öngörülmüştür.

Üçüncü fıkrada, fuhuş amacıyla ülkeye insan sokulması veya insanların ülke dışına çıkmasının sağlanması da suç olarak tanımlanmıştır. Ancak, bu suç dolayısıyla hükmolunacak cezanın belirlenmesinde, suçun mağdurunun çocuk veya erişkin olmasına göre bir ayırım yapılmıştır. Bu itibarla, suçun mağdurunun çocuk olması hâlinde, birinci fıkra hükmüne göre; erişkin olması hâlinde ise, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunacaktır.

Dördüncü fıkrada ise, cebir, tehdit veya hile ile ya da çaresizliğinden yararlanılarak bir kimsenin fuhşa sevkedilmesi veya fuhuş yapmasının sağlanması, bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir.

Beşinci fıkraya göre, yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların, eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlât edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, bu fıkralara göre verilecek ceza belli oranda artırılacaktır.

Maddenin altıncı fıkrasında, bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezanın ayrıca artırılması kabul edilmiştir. Dikkat edilmelidir ki, bu ağırlatıcı sebep, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmekten ya da kurulmuş olan örgüte üye olmaktan dolayı ayrıca cezalandırılmaya engel teşkil etmemektedir.

Yedinci fıkrada, bu madde kapsamında tanımlanan suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı kabul edilmiştir.

Sekizinci fıkrada, fuhşa sürüklenen kişinin, tedavi veya terapiye tabi tutulacağı kabul edilmiştir. Bu düzenlemede, fuhuş yapan kişi açısından ceza yaptırımı değil, özel güvenlik tedbiri öngörülmüştür. Zira, fuhuş yapan kişi, vücudu üzerinde başkalarının cinsel davranışlarda bulunmasına katlanmaktadır.

FUHUŞ SUÇU EMSAL YARGITAY KARARLARI

Fuhşu kolaylaştırmak veya aracılık etmek amacıyla görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri vermek, dağıtmak veya yaymak TCK m.227/3 gereği suç teşkil eder. – Ceza Genel Kurulu 2021/347 E. , 2022/284 K.

“Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle yeniden düzenlenen TCK’nın 227. maddesinin üçüncü fıkrasında;

“Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilmek suretiyle madde son hâlini almıştır.

Öğretide fuhşun reklamı (Duygu Merki Çoksezen, Fuhuş Suçu, … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, … 2021, …. 263 vd.) olarak adlandırılan bu eyleme ilişkin değişiklik gerekçesinde;

“Madde ile, kişilerin ve özellikle çocukların fuhşa teşvik ve sürüklenmesini önlemek amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Son zamanlarda, büyük şehirler başta olmak üzere birçok yerde, cadde ve sokaklara üzerinde müstehcen resim ve telefon numaralarının bulunduğu fuhuş davetiyesi kartlarının atılması, bunların alenen gençlerin ve çocukların yoğun olarak bulunduğu mekânlarda bulunması, fuhşu kolaylaştırıcı bir etki doğurmakta ve bu durum toplumda ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanunu’nun 227’inci maddesinin üçüncü fıkrası yeniden düzenlenerek fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlandığı anlaşılan görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya elektronik ortam da dâhil olmak üzere her türlü şekilde yayan kişilerin cezalandırılması ve böylelikle fuhuşla daha etkin mücadele edilmesi amaçlanmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

TCK’nın 227. maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan suç bir tehlike suçu olup yasal düzenleme ile fuhşa bağlı olumsuz sonuçların artması ve buna bağlı olarak toplumsal düzenin bozulması tehlikesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu bakımdan anılan fıkradaki suçun oluşması bakımından fuhşun gerçekleşmesi şart değildir. Seçimlik hareketli bu suç fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri vermek, dağıtmak veya yaymak suretiyle işlenebilir. Suçun maddi konusunu oluşturan ürünler fotoğraf, dergi, kartvizit, gazete, kitap veya CD olabilir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

10.09.2012 tarihinde saat 18.00 sıralarında tanıklar … ve …’ın, sanık tarafından kendilerine verilen ve üzerinde, mağdur …’un takma ismi ve telefon numarasına ilişkin “… 0 535 0743395” ibareleri bulunan kartvizitleri … ili Aziziye Mahallesi Yeni Aziziye Caddesinde yerlere attıkları olayda;

Sanığın, üzerinde mağdura ait bilgilerin bulunduğu kartvizitleri dağıtmaları için tanıklara vermesi biçimindeki eylemin, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle yapılan düzenlemeden önce de TCK’nın 227. maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki fuhşun yolunu kolaylaştırma suçunu oluşturması, bu nedenle söz konusu eylemin suç tarihinde tipik olmadığı yönündeki Özel Daire kararında isabet bulunmaması ve yasal değişiklik ile yeniden düzenlenen özel norm niteliğindeki TCK’nın 227. maddesinin üçüncü fıkrasının sanık lehine hükümler içermesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, yeni düzenlemenin, aynı Kanun’un 2 ve 7. maddeleri gereğince sanık hakkında uygulanması gerektiği kabul edilmelidir.”

Fuhuş yapılmasını kolaylaştırmak amacıyla, üzerinde mağdurlara ait takma isimlerin ve telefon numaralarının yazılı olduğu kartvizitleri şehir merkezindeki caddelere atması biçimindeki eylem 227. maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki fuhşun yolunu kolaylaştırma suçunu oluşturur – Ceza Genel Kurulu 2021/431 E. , 2024/14 K.

“Sanığın, fuhuş yapılmasını kolaylaştırmak amacıyla, üzerinde mağdurlara ait takma isimlerin ve telefon numaralarının yazılı olduğu kartvizitleri şehir merkezindeki caddelere attığı, Hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Özel Daire arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Fuhuş suçu, 5237 sayılı Kanun’un “Topluma karşı suçlar” başlıklı üçüncü kısmın, “Genel ahlâka karşı suçlar” başlığını taşıyan yedinci bölümünde düzenlenmiş olup bu suçla korunan hukuki yarar genel olarak, toplumun ar ve hayâ duyguları ile birlikte genel ahlâkın korunmasıdır. Suçun mağduru esas itibarıyla kendisine fuhuş yaptırılan kişi olmakla birlikte, kanun koyucu fuhuş yaptırılan kişinin yaşına göre ikili bir ayırım yapmaktadır. Buna göre, maddenin birinci fıkrası yönüyle 18 yaşından küçükler mağdur olarak kabul edilirken, ikinci fıkra yönüyle yetişkinler mağdur olarak kabul edilmiştir.

Mağdur olan kişinin cinsiyetinin bir önemi bulunmadığından erkekler dahi kadınlar gibi suçun mağduru olabilecektir.

Maddede fuhşun tanımı yapılmamış olup Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’nde; “İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığı cinsel ilişkide bulunma” olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, Ankara, 2005, s. 719.).

Maddenin ikinci fıkrasında, bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak ya da fuhuş için aracılık etmek veya yer temin etmek ayrı bir suç olarak düzenlenmiş, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanmasının fuhşa teşvik sayılacağı kabul edilmiştir. Fuhşa teşvik etmek, kişinin fuhuş yapması için onda bir irade oluşturmaya çalışılmasıdır. Fuhşun yolunu kolaylaştırmak, fuhşu arayan veya fuhuş yapacak kimsenin fuhşa atılması bakımından her türlü imkânın sağlanmasıdır. Bu bakımdan fuhşun önündeki güçlükleri ortadan kaldırmak için hazırlanan ve temin edilen her türlü araç, fırsat ve imkân fuhşun yolunu kolaylaştırma olarak değerlendirilmektedir. Örneğin kişinin fuhuş için buluşulduğu bilinen lokanta veya pavyonlara götürülmesi, fuhşa müsait ortamlarda bulundurulması, fuhuş için mihmandarlık yapılması ve kişinin fuhuş ortamını sağlayacak kişilerle tanıştırılması bu kapsamdadır. Fuhuş için aracılık etmek, mağdur ile cinsel arzularını tatmin etmek isteyen kişinin bir araya gelmesini sağlamaktır. Yer temin etmek ise mağdur ile cinsel arzularını tatmin etmek isteyen kişinin bir araya gelecekleri yerin temin edilmesidir. Seçimlik hareketli olması nedeniyle fıkrada sayılan hareketlerden herhangi birisinin yapılması bu suçun işlenmesi için yeterlidir. Anılan seçimlik hareketlerden birden fazlasının aynı zaman diliminde gerçekleşmesi durumunda tek suç; farklı zamanlarda tekrarlanması hâlinde ise yeni bir suç oluşacaktır. Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle yeniden düzenlenen 5237 sayılı Kanun’un 227. maddesinin üçüncü fıkrasında ise;

“Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilmek suretiyle madde son hâlini almıştır.

Öğretide fuhşun reklamı (Duygu Merki Çoksezen, Fuhuş Suçu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara 2021, s. 263 vd.) olarak adlandırılan bu eyleme ilişkin değişiklik gerekçesinde;

“Madde ile, kişilerin ve özellikle çocukların fuhşa teşvik ve sürüklenmesini önlemek amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Son zamanlarda, büyük şehirler başta olmak üzere birçok yerde, cadde ve sokaklara üzerinde müstehcen resim ve telefon numaralarının bulunduğu fuhuş davetiyesi kartlarının atılması, bunların alenen gençlerin ve çocukların yoğun olarak bulunduğu mekânlarda bulunması, fuhşu kolaylaştırıcı bir etki doğurmakta ve bu durum toplumda ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanunu’nun 227’inci maddesinin üçüncü fıkrası yeniden düzenlenerek fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlandığı anlaşılan görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya elektronik ortam da dâhil olmak üzere her türlü şekilde yayan kişilerin cezalandırılması ve böylelikle fuhuşla daha etkin mücadele edilmesi amaçlanmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

5237 sayılı Kanun’un 227. maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan suç bir tehlike suçu olup yasal düzenleme ile fuhşa bağlı olumsuz sonuçların artması ve buna bağlı olarak toplumsal düzenin bozulması tehlikesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu bakımdan anılan fıkradaki suçun oluşması bakımından fuhşun gerçekleşmesi şart değildir. Seçimlik hareketli bu suç fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri vermek, dağıtmak veya yaymak suretiyle işlenebilir. Suçun maddi konusunu oluşturan ürünler fotoğraf, dergi, kartvizit, gazete, kitap veya CD olabilir.

Sanığın, 05.04.2013 tarihinde saat 11.00 sıralarında, fuhuş yapılmasını kolaylaştırmak amacıyla, üzerinde mağdurlara ait takma isimlerin ve telefon numaralarının yazılı olduğu kartvizitleri şehir merkezindeki caddelere atması biçimindeki eyleminin, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle yapılan düzenlemeden önce de 5237 sayılı Kanun’un 227. maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki fuhşun yolunu kolaylaştırma suçunu oluşturması, bu nedenle söz konusu eylemin suç tarihinde tipik olmadığı yönündeki Özel Daire kararında isabet bulunmaması ve yasal değişiklik ile yeniden düzenlenen özel norm niteliğindeki 5237 sayılı Kanun’un 227. maddesinin üçüncü fıkrasının sanık lehine hükümler içermesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; yeni düzenlemenin, aynı Kanun’un 2 ve 7. maddeleri gereğince sanık hakkında uygulanması gerektiği kabul edilmelidir.”

Fuhuş Suçu – YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/2238 Karar : 2018/5688 Tarih : 17.04.2018

“TCK’nın 227/1. maddesinin son cümlesinde, çocuğa karşı fuhuş eylemine yönelik hazırlık hareketlerinin de tamamlanmış suç gibi cezalandırılacağının öngörülmesi karşısında, katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları ile tanıklar .. ve …‘in ifadelerine göre, sanığın, tanık…ile 200 Tl karşılığında yaşı küçük katılan ile cinsel ilişkiye girmesi konuşunda anlaşıp, katılanı tehdit ederek zorla adı geçen tanığın aracına bindirmesi biçiminde gerçekleşen eyleminin, TCK’nın 227/1-4. madde ve fıkralarında düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,

Kanuna aykırı, katılan … vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/04/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/4318 Karar : 2018/234 Tarih : 17.01.2018

“Sanık …’a yükletilen “tehdit”, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …’ya yükletilen “fuhuş” eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,

Fuhuş suçunda temel cezanın belirlendiği TCK’nın 227/1 ve 2. maddelerinde, hapis cezası ile birlikte adli para cezası da düzenlenmiş olmasına karşın, sanıklar hakkında sadece hapis cezasına hükmedilmiş, mağdur … ….’a yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar …, … ile … hakkında TCK’nın 227/1. maddesi uyarınca temel ceza eksik tayin edilmiş, adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanıklar … ile … hakkında TCK’nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK’nın 53/1-e maddesindeki hak yoksunluğuna karar verilmemiş, TCK’nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile uygulanma olanağı ortadan kalkmış ise de, bu hususların infaz aşamasında resen gözetilebileceği,

Eylemlere ve yükletilen suça yönelik sanıklar …, …, …, …, sanıklar …, …, …, …, …, …, … ile … müdafilerinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

C)Mağdur …’a yönelik eylemi nedeniyle sanık … …., mağdur …’a yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar … ile …, mağdur …….’a yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar … ile …, mağdur …’ya yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar … ile …, mağdur …’e yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar … ile …, mağdur …’ye yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar …, …, …, … ile …, mağdur …’ye yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar …, … ile …, mağdur …’e yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar … ile …, mağdur …’ya yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar … ile … hakkında “fuhuş” suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Sanıkların suçlamaları reddetmesi, dosyanın diğer sanıkları, mağdurlar ile tanıklar tarafından, sanıkların isnad edilen suça karıştığına dair herhangi bir anlatımda bulunulmaması, …. içeriklerinden sanıkların bu suçu işlediğine dair kesin bir kanıya varılamaması, mağdurların müşteriye getirilip götürülmesini sağlayan sanıklar … ile …’ın, sadece taşıma ücreti almaları, başkaca bir eylemlerinin bulunmaması, bu sanıkların mağdurları fuhşa teşvik ettikleri, bunun yolunu kolaylaştırdıkları ya da fuhuş için aracılık ettikleri veya yer temin ettiklerine dair dosyada bir anlatımın bulunmaması karşısında, sanıkların “fuhuş” suçuna iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan CMK’nın 230/1-b maddesine aykırı olarak mahkûmiyet kararı verilmesi,

2-Kabule göre de;

a)Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanıklar … ile … hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,

b)Fuhuş suçunda temel cezanın belirlendiği TCK’nın 227/1 ve 2. maddelerinde, hapis cezası ile birlikte adli para cezası da düzenlenmiş olmasına karşın, sanıklar hakkında sadece hapis cezasına hükmedilmesi,

c)Mağdur … …’a yönelik eylemi nedeniyle sanık … hakkında TCK’nın 227/1. maddesi uyarınca temel cezanın eksik tayin edilmesi,

ç)Hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK’nın 53/1-e maddesindeki hak yoksunluğuna karar verilmemesi,

d)TCK’nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile uygulanma olanağının ortadan kalkması,

Kanuna aykırı ve sanıklar …, …, …, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ile … müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17.01.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/37330 Karar : 2017/10760 Tarih : 11.10.2017

“Sanığa yükletilen fuhuş eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

TCK’nın 227/1. maddesinde, hapis cezası ile birlikte adli para cezası da düzenlenmiş olmasına karşın, sanık hakkında sadece hapis cezasına hükmedilmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.

Ancak;

Sanığın mahkum olduğu 5 yıldan az süreli hapis cezasının infazının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen bu ilamın TCK’nın 58/2-a maddesine aykırı olarak tekerrüre esas alınması,

Kanuna aykırı ve sanık …‘ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnamaye aykırı olarak, “TCK’nın 58.maddesinin uygulanmasına” ilişkin kısmın çıkarılması, suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/25055 Karar : 2017/3859 Tarih : 5.04.2017

“Sanığa yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

Sanığın, mağdurlara yönelik fuhuş suçunu değişik zamanlarda birden fazla kez işlediği anlaşılmasına karşın, hakkında TCK.nın 43/1. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.

Ancak;

a) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,

b) Sanık hakkında müşteki …‘a yönelik eyleminden temel ceza belirlenirken uygulanan Kanun maddesinin TCK’nın 227/2. maddesi yerine 227/1. maddesi olarak yazılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu husus, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası “hükümlerden TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması ve sanığın mağdur …‘a yönelik eyleminden kurulan hükümden TCK’nın 227/1 ibaresinin çıkartılıp yerine TCK’nın 227/2 ibaresinin eklenmesi” suretiyle tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/04/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” şeklindedir.